Korkutma Ile Gerçekleştirilen Bir Hukuki Işlem Aşağıdaki Yaptırım Türlerinden Hangisi Ile Geçersizdir ?

Sinan

New member
Korkutma ile Gerçekleştirilen Hukuki İşlemler ve Geçersizlik Yaptırımları

Hukuk düzeni, bireylerin özgür iradesine dayalı olarak gerçekleştirdiği işlemlerle şekillenir. Bir kimse, kendi iradesiyle bir sözleşmeye girer, bir borç kabul eder veya herhangi bir hukuki işlemde bulunur. Ancak, bu irade özgürlüğü, dışsal baskılar veya zorlamalarla manipüle edildiğinde geçerliliği sorgulanabilir. Korkutma veya tehdit gibi olgular, hukuki bir işlemin geçerliliğini etkileyebilir. Bu yazıda, korkutma ile gerçekleştirilen hukuki işlemlerin geçersizliği ve bununla ilgili yaptırımlar üzerine detaylı bir inceleme yapılacaktır.

Korkutma ve Tehdit Kavramı

Korkutma, bir kişinin korku veya endişe duymasına yol açacak şekilde, ona zarar verme tehdidiyle yapılan bir eylemdir. Korkutma, kişinin iradesini, tehdidi yapan kişinin çıkarları doğrultusunda şekillendirmeyi amaçlar. Hukuk sistemimiz, bireylerin özgür iradeleriyle hareket etmelerini sağlamak amacıyla, bu tür manipülasyonları yasaklar. Tehdit veya korkutma, kişinin rızasını, özgür iradesini yok sayarak yapılan bir davranış biçimidir.

Tehdit, bir kişinin, diğerini bir zararla korkutarak belirli bir eylemi yapmaya veya yapmamaya zorlamasıdır. Tehdit, sadece fiziksel zararla sınırlı kalmayıp, psikolojik baskı veya manevi zararlar yoluyla da gerçekleşebilir.

Korkutma ile Yapılan Hukuki İşlemler ve Geçersizlik Durumu

Türk Medeni Kanunu, tarafların serbest iradeye dayalı olarak hukuki işlemler yapmalarını esas alır. Ancak, bir tarafın korkutma yoluyla iradesi etkilenirse, bu işlem geçersiz hale gelir. Korkutma, hukuki işlemin yapılmasında temel bir engel teşkil eder. Medeni Kanun’un 36. maddesinde, irade sakatlıkları, yani iradenin özgür olmayan bir şekilde oluşması durumunda hukuki işlemin geçersiz olacağı belirtilmiştir.

Bir kişi, tehditle veya korkutmayla bir hukuki işlem gerçekleştirdiğinde, bu işlem irade sakatlığı nedeniyle geçersiz olur. Korkutma ile yapılan bir hukuki işlemde, tehdit altındaki tarafın özgür iradesi yok sayıldığı için bu tür bir işlem hukuki açıdan etkisiz hale gelir.

Örneğin, bir kişi, diğerini hapisle tehdit ederek ondan borç alabilir. Bu durumda, tehdit altında alınan borç sözleşmesi geçersizdir çünkü borçlunun iradesi, korkutma veya tehdit ile şekillendirilmiştir.

Geçersizliğin Yaptırımı: İptal Davası

Korkutma ile gerçekleştirilen bir hukuki işlem, geçersizliğe yol açar. Ancak, bu geçersizlik yalnızca taraflardan biri tarafından ileri sürülerek iptal edilebilir. İptal davası, hukuki işlemde taraflardan birinin, söz konusu işlemin geçersiz olduğunu iddia etmesi ile başlatılır. İptal davası, işlemdeki irade sakatlığını kaldırmak ve geçersiz işlemin ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla açılır.

Türk Medeni Kanunu’nun 38. maddesine göre, bir kişi, korkutma ile yapılan bir işlemde, bu işlemi iptal etme hakkına sahiptir. Korkutma ve tehdit ile yapılan bir işlemi iptal etmek için, kişi iptal davası açarak, bu işlemin geçersiz olduğunu mahkeme önünde ispat etmek zorundadır.

Korkutmanın Hukuki Sonuçları ve Etkileri

Korkutma ile yapılan hukuki işlemler yalnızca geçersiz olmakla kalmaz, aynı zamanda tekrarlanması veya kabul edilmesi halinde, hukuki sorumluluk doğurabilir. Korkutma, Türk Ceza Kanunu’na da aykırıdır. Tehdit yoluyla bir kişiyi korkutmak, suç teşkil eder. Bu durum, yalnızca hukuki işlemin geçersiz olmasına değil, aynı zamanda cezai sorumluluk doğurur.

Korkutmanın hukuki sonucu, aynı zamanda borçlunun veya mağdur tarafın zararının tazminini de gündeme getirebilir. Zarar gören kişi, haksız yere korkutularak bir işlem yapmaya zorlandıysa, bu durumda tazminat talebinde bulunabilir.

Tehdit ve Korkutma ile Yapılan İşlemler: İlgili Hukuki Düzenlemeler

Türk Medeni Kanunu, irade hürriyetini koruma amacıyla, kişilerin korkutma, tehdit veya zorlama altında gerçekleştirdikleri işlemleri geçersiz saymaktadır. Korkutma ile yapılan bir hukuki işlem, esasen irade beyanını bozar ve özgür irade yerine korku ile hareket etmeyi dayatır. Bu nedenle, ilgili işlem, geçersiz olur ve iptal edilebilir.

Türk Borçlar Kanunu da, rızaya dayalı bir sözleşme kurulması gerektiğini belirtir. Sözleşme yapılırken, bir tarafın tehdit veya korkutma altında olması, sözleşmenin geçersizliğini doğurur. Borçlar Kanunu, kişilerin iradelerinin özgür olmasını, tehdit veya korkutma gibi dışsal baskılardan arınmış olmasını esas alır.

Sonuç ve Değerlendirme

Korkutma ile yapılan hukuki işlemler, hukuk düzeninde geçersiz sayılmaktadır. Korkutma veya tehdit, bir kişinin özgür iradesini engellediği için, bu tür işlemler yalnızca geçersiz değil, aynı zamanda iptal edilebilir. Hukuki açıdan geçerliliği olmayan bir işlem, taraflardan biri tarafından iptal davası açılarak ortadan kaldırılabilir.

Hukuki işlemlerin geçersizliğine ilişkin olarak, iptal davası, korkutma ve tehdit gibi durumlarla ilgili düzenlemeler, Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu’nda açıkça yer almaktadır. Bu tür işlemlerle karşılaşıldığında, mağdur tarafın hakkını korumak ve geçersiz bir işlemle ilgili yasal çözüm aramak için hukuki yollara başvurulması önemlidir.

Sonuç olarak, irade hürriyetinin ihlali, yani bir kişinin korkutulmasıyla yapılan bir hukuki işlem, geçersizlikle sonuçlanır. Yasal düzenlemeler, bu tür işlemleri iptal etmek için mağdur tarafa fırsat sunar ve cezai sorumluluk yükler.