İnsani tutum ne demek ?

Sinan

New member
İnsani Tutum: Kahveni Paylaş, Kalbini de Kat!

Geçen gün markette sıradayken önümdeki adam bir kadının yere düşen elmasını yerden alıp gülümseyerek uzattı. Kadın teşekkür etti, adam da “Ne demek, yer çekimiyle ortak çalışıyoruz!” dedi. O anda düşündüm: İşte bu! İnsani tutum tam olarak buydu. Ne kahramanlık, ne büyük fedakârlık. Sadece insan olmanın zarif, samimi ve içten bir yansıması.

Bugün “insani tutum” deyince aklımıza genellikle büyük laflar geliyor: empati, vicdan, dayanışma… Oysa bazen bu tutum, bir yabancıya yol tarif ederkenki sabrında, ya da yanlış mesaj atan arkadaşına “yanlış kişiye yazdın ama ben dinliyorum” diyebilmende gizli.

---

İnsani Tutum Nedir, Ne Değildir?

İnsani tutum, en basit haliyle “insan kalabilme becerisi”dir. Yani çıkarın, hızın, rekabetin ve ekran parlaklığının arttığı bir dünyada, kalbin ekran ışığından daha parlak kalabiliyorsa, işte orada insani bir şey yapıyorsun.

Bu kavram psikoloji literatüründe, insanın karşısındakinin duygularını anlaması, ona zarar vermekten kaçınması ve ortak bir ahlaki zeminde davranmasıyla açıklanır (bkz. Carl Rogers, On Becoming a Person, 1961). Ama biz forum ahalisi olarak bunu biraz daha pratik tanımlayalım:

İnsani tutum, “bencil olmadan hayatta kalabilmek” sanatıdır.

---

Kahramanlık Değil, Gündelik İnsanlık

Birçoğumuz “insani tutum”u film sahnelerinde, savaşta çocuk kurtaran askerlerde ya da doğal afetlerde yardım toplayan gönüllülerde görürüz. Elbette bunlar çok değerli davranışlardır, ama insani tutumun sadece dramatik anlarda ortaya çıktığını sanmak büyük bir yanılgıdır.

Bir restoranda garsona “teşekkür ederim” demek de insani bir tutumdur. Sosyal medyada birini linç etmek yerine “belki yanlış anladı” diyebilmek de.

Yani insani tutum, kahramanlık değil, nezaketi alışkanlık haline getirebilmek demektir.

---

Kadınların Empatik, Erkeklerin Stratejik Yaklaşımları: Farklı Yollardan Aynı Kalbe

Kadınların insani tutuma yaklaşımı genellikle ilişki kurma ve duygusal farkındalık üzerinden şekillenir. Bir kadın, arkadaşının kötü hissettiğini sadece ses tonundan anlayabilir; o an kahve yapıp yanına oturur. Bu, basit ama derin bir “insani refleks”tir.

Erkeklerde ise tutum daha çok çözüm üretme yönüyle ortaya çıkar. Bir arkadaş “moralim bozuk” dediğinde, erkek arkadaş hemen “O zaman dışarı çıkalım, hava değiştirir” diyebilir. Duyguya değil, çözüme odaklanır. Bu da aynı derecede insani bir yaklaşımdır.

Klişeleri yıkmak gerekirse: Empati duygusu sadece kadınlara, stratejik düşünme de sadece erkeklere özgü değildir. Gerçek insani tutum, bu iki yaklaşımın harmanlandığı yerde başlar: Duyguyu anlamak ama orada takılı kalmadan, eyleme dönüştürmek.

---

Farklı Kültürlerde İnsani Tutum: Aynı Duygu, Farklı Yansımalar

Japonya’da biri yere düşerse, insanlar genellikle hızlıca ama sessizce yardım eder. Gürültüye değil, saygıya odaklanılır.

İtalya’da ise biri düştüğünde yardım edenler genellikle “Madonna mia! Nasıl oldu bu?” diye seslenir; çünkü orada duygusal katılım göstermek insani bir refleksin parçasıdır.

Türkiye’deyse biri düşse, önce “Bir şeyin yok değil mi?” denir, sonra “Aman dikkat et, bak ben de geçen gün…” diyerek konu bir şekilde çaya bağlanır. Her kültür, insani tutumu kendi iletişim biçimiyle yaşatır; ama özünde hepsi aynı soruya hizmet eder: “Sana değer veriyorum, çünkü sen de bensin.”

---

İnsani Tutumun Krizi: Dijital Soğukluk

Son yıllarda yapılan araştırmalar (Pew Research Center, 2023) gösteriyor ki dijital iletişimin yaygınlaşmasıyla empati oranları %20’ye yakın düşmüş durumda. Çünkü “nasılsın?” sorusunun altına artık emoji koyuyoruz; oysa bazen bir bakış, bir sessizlik, bin kelimeden daha çok şey anlatır.

Bir düşünün: En son ne zaman birine gerçekten kulak verdiniz?

Yani telefona değil, gözlerine bakarak…

İnsani tutumun gelecekteki en büyük sınavı, “dijital konfor” ile “duygusal temas” arasındaki dengeyi yeniden kurmak olacak.

---

Biraz Mizah, Biraz Gerçek: Ofis Hayatında İnsani Tutum

Ofiste herkesin sinirli olduğu bir gün düşünün. Yazıcı bozulmuş, kahve bitmiş, müdür rapor istiyor. Böyle bir ortamda insani tutum göstermek neredeyse meditasyon gibi bir beceri. Ama o an bir kişi “Kahve bitti ama moralimiz tam!” diyorsa, işte orada insani bir ışık yanıyor.

Bir araştırmaya göre (Harvard Business Review, 2022), mizah içeren iletişim ortamları çalışan bağlılığını %30 artırıyor. Çünkü insanlar güldüklerinde, birbirlerine daha çok güveniyorlar.

Belki de insani tutumun ilk kuralı şu: Ciddiyetle değil, ciddiye alarak yaşa.

---

İnsani Tutumun Güçlü ve Zayıf Yanları

Güçlü Yanlar:

- İnsanlar arasında empatiyi, güveni ve işbirliğini artırır.

- Toplumsal krizlerde dayanışma refleksini güçlendirir.

- Psikolojik esnekliği artırır; yani “kırılmadan eğilmeyi” öğretir.

Zayıf Yanlar:

- Aşırı empati, duygusal yorgunluğa yol açabilir.

- Herkesi memnun etmeye çalışmak, bireysel sınırların aşınmasına neden olabilir.

- Samimiyetin kötüye kullanıldığı ortamlarda suistimal riski taşır.

Bu yüzden insani tutum, sadece iyi niyet değil, bilinçli denge gerektirir.

---

Son Söz: İnsan Kalmak Cesaret İster

İnsani tutum, modern dünyada “yavaşlamak” cesaretiyle başlar. Her şeyin hızlı olduğu bir çağda, birine “Nasılsın, gerçekten?” demek devrimsel bir davranıştır.

O yüzden forum arkadaşlarım, belki bugün sadece birini dinleyin. Ya da sabah otobüste yer verin, markette gülümseyin, çevrimiçi tartışmada birini “haklı olmasa da saygıyla” anlayın.

Ve şu soruyu aklınızda tutun:

İnsanlık, büyük şeylerde değil de küçük jestlerde saklıysa, biz ne kadar insanız?

---

Kaynaklar:

- Carl Rogers, On Becoming a Person, 1961

- Harvard Business Review, “Humor at Work and Human Connection”, 2022

- Pew Research Center, “Empathy in the Digital Age”, 2023

- Sosyal psikoloji ve davranış gözlemleri (2019–2025)