Kontrolden Çıkan Bir Sınıfı Yönetmek İçin Öğretmenler Tarafından Test Edilen 11 Hızlı Püf Noktası
Belki bir sınıfla mücadele ediyorsunuz. Belki de hepsidir.
Bu belki de ilk seneniz olabilir. 17 yaşında olabilirsino.
Belki öğrencileriniz birinci sınıf öğrencileridir. Belki de birinci sınıf öğrencileridirler.
Her ne kadar kendinizi bir dersle SOS modunda bulduysanız da, öncelikle şunu söylemek istiyoruz: Biz oradaydık. Hepimiz. Koridorun sonundaki veya TikTok’taki öğretmen bile her şeye sahipmiş gibi görünüyor.
Tüm öğretim programlarımız bize zorlu bir derste ne yapmamız gerektiğini anlattı. Belge davranışı. Ebeveynleri arayın. Yöneticilerden destek isteyin. Ya bunları denemişsinizdir ya da başarısız olmuşsunuzdur ya da okulunuzda bu müdahaleler başarısız olduğunda sizi destekleyecek sistemler bulunmamaktadır. Bu senin hatan değil.
Önemli ölçüde zaman veya eğitim gerektiren çok sayıda harika davranış yönetimi çözümü vardır. Ancak SOS modunda olduğunuzda bu lükslere sahip olmazsınız. Uzun oyun için yeniden strateji oluştururken sınıfınızın kontrolünü size vermek için bir gecede uygulayabileceğiniz basit, pratik stratejilere ihtiyacınız var.
İşte biz burada devreye giriyoruz. Personel konusunda öğretmenlerimiz ve YARDIM HATTI grubumuzdaki tavsiyeler arasında topladığımız en hızlı, en kolay ve en etkili ipuçları bunlardı.
1. Oturma düzenini değiştirin.
En huysuz ve sincap çocuklarınızı birbirinden en uzak ve zıt yönlere bakan koltuklara oturtun.
Gruplar halinde veya birbirine bakan uzun sıralarda öğrencileriniz varsa, tüm öğrencilerin aynı yöne bakmasını sağlayacak şekilde değiştirin. Bu şekilde, öğrencilerin birbirlerinin tatlı yüzlerinden dikkatlerinin dağılması için bir nedeni olmasını en aza indirirsiniz. SOS sınıfınız üzerinde daha iyi kontrol sahibi olduğunuzda oturma düzenini yeniden ayarlayabilirsiniz.
2. Ana rezillerinizi farklı sınıflara alın.
Öğretmenler genellikle arkadaşlarının olmadığı sınıflarda en büyük yardakçılarının tamamen farklı olduğunu keşfederler. Ancak öğrencileri başka öğretmenlere aktarmak her zaman mümkün değildir (ya da iyi bir fikir değildir). Ancak bunları geçici olarak bile olsa farklı alanlara yerleştirmenin geçici çözümleri şunlardır:
- İşler zorlaştığında geçici bir çözüm bulmak için, serserilerinizden birini kendi odasında çalışırken barındırmaya istekli bir öğretmen bulun.
- Hiçbir şey notu olmadan bunları bir öğretmene gönderin.
- Birbirlerinin enerjisinden beslenen serseriler için, bir tanesini sizin farklı bir sınıf döneminize taşıyıp taşıyamayacağınıza bakın (bu elbette ortaöğretim düzeyinde daha kolaydır).
Tek ihtiyacınız olan yapışkan bir not!
4. Bir “Ketçap veya Lezzet” Günü sunmaya başlayın.
Her ayın sonunda, ödevlerini teslim eden ve yaşlarına uygun davranışlar sergilemesi gerekmeyen öğrenciler boş zamanlarının “tadını çıkarabilirler”. Ödevleri eksik olan veya bazı gelişim alanlarında pratik yapma fırsatına ihtiyaç duyan öğrenciler, becerilerini geliştirmek için “Ketçap” yapabilirler.
Açıkçası bunun hangi yaşta daha etkili olacağını bilmiyorum: küçükler için mi yoksa lise son sınıflar için mi?
5. Etkinlikler arasında geçiş yapmak için zamanlayıcıları kullanın.
Geçişler için gereken süreyi sınırlamak işlerin fazla sinsileşmesini önler. Şans eseri, bunu oyunlaştırmak çok kolay: “Her öğrencinin günlüğünü yeni bir sayfaya açmasını ve elinde bir yazı gereci olmasını sağlamak için önceki sınıfımdaki 25 saniyelik rekoru kırıp kıramayacağınızı göreceğim. Bunu yapabileceğini düşünüyor musun?” İşte bazı harika çevrimiçi zamanlayıcılardan oluşan derlememiz.
6. Her derse olumlu bir notla başlamak için devam sorularını kullanmaya başlayın.
Topluluk ve etkileşim oluştururlar. Üstelik ekstra ders saati gerektirmezler!
7. Talimatları, beklentileri ve hatırlatmaları tüm öğrencilerin kolayca okuyabileceği bir yere asın.
Bu, talimatları tekrarlama sayınızı azaltır. Benzer şekilde, öğrencilerin ne yapmaları gerektiğini bilmediklerini iddia ederek görev dışında kalmayı haklı çıkarmaları da çok zorlaşıyor. Öğrenciler kaçınılmaz olarak yine ne yapmaları gerektiğini soracaklardır, ancak sınıfınızın sizin adınıza yanıt vermesi için tam olarak iki kez “Tahtada var” demeniz gerekecektir.
8. Bu Uno stratejisine göz atın.
Monica Genta’nın bu konuyla ilgili konuşmasını 9:15’ten itibaren podcast bölümünde dinleyebilirsiniz, ancak işin özü şu: Her ders 100 puanla başlıyor, sizin belirlediğiniz bir son tarih (ben ilk başta kısa bir son teslim tarihi seçerdim) bir SOS sınıfı) ve belirli bir ödül. Bir beklentiyi karşıladıklarında, 1’e ulaşmaya çalışırken destedeki bir Uno kartını toplamlarından o kadar puan çıkaracak şekilde çevirirler.
9. Siz plan yaparken öğrencilerin sessizce çalıştığı bir “sıfırlama” günü yapın.
Yeni bir öğretmen olduğumda, her gün doğrudan öğretmenlik yapmam gerektiği konusunda endişelendiğimi hatırlıyorum. Durum böyle değil! Tüm ders dönemi boyunca dikkat dağıtıcı unsurların ve beklentilerin sayısını azaltmak, ileriye dönük stratejiler geliştirirken güveninizi ve kontrol duygunuzu yeniden kazanabilir.
10. En zorlu sınıfınıza, en keyifli sınıflarınızmış gibi davranmaya başlayın.
Beni dinleyin, çünkü bunun inanılmaz derecede göz alıcı göründüğünü biliyorum.
Yıllar önce bir dersim vardı Gerçekten ile mücadele etti. Karşılıklı hayal kırıklığı ve acılık, odaya girdiğinizde neredeyse elle tutulur bir noktaya ulaştı. O dersten korkuyordum ve onların da öyle olduğunu biliyorum. Bu hepimizin yüzüne yazılmıştı.
Bu yüzden bir sosyal deney başlatmaya karar verdim. En sevdiğim ders onlarmış gibi davranmaya karar verdim.
Harekete geçtiklerinde, yeni yürümeye başlayan yeğenlerime gösterdiğim mizah anlayışıyla, nezaketle ve şefkatle karşılık verdim. Çok fazla konuştuklarında, ben de onlara yaslanmaya, zamanlayıcıyı 10 dakikalık “Aile Hikayesi Zamanı”na ayarlamaya ve onların bu oyunu oynamasına izin vermeye karar verdim. İşleri fazla ileri götürdüklerinde “Beyin kırılması!” derdim. sandalyelerimizden kalkıp hareket etmemiz 5-10 dakikamızı alırdı.
Bazen bir sınıfla ilgili kuralları ve beklentileri aşmanız gerekir. Ancak diğer zamanlarda herkes olumsuz bir geri bildirim döngüsüne sıkışıp kalabilir. Deneyin ve ne düşündüğünüzü görün.
11. Bu öğretmenin yemin ettiği pano stratejisini açıkladığını dinleyin.
Keşke sınıftayken bunu bilseydim!
